Kurban Bayramı yaklaşırken “salmonella bakterisi”ne dikkat!

Akdeniz Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Reha Azizoğlu: Salmonella Enfeksiyonundan Korunma Yöntemleri

Akdeniz Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Reha Azizoğlu, salmonella bakterisinin kurban etlerinden bulaşabileceğini belirterek, kesim, taşıma, saklama ve pişirme süreçlerinde hijyen kurallarına titizlikle uyulması gerektiğini vurguladı.

Kurban Bayramı öncesinde salmonella bakterisine ilişkin uyarılarda bulunan Akdeniz Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Reha Azizoğlu, bu bakterinin yol açtığı enfeksiyonun genellikle dış kaynaklı bulaşlardan kaynaklandığını söyledi. Kurban kesim işlemlerinin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenen alanlarda, veteriner hekim gözetiminde yapılması gerektiğini hatırlatan Azizoğlu, “Kesimde kullanılan ekipmanlar mutlaka dezenfekte edilmeli. Etler eve geldiğinde çapraz bulaşı önlemek için ayrı ekipmanlarla temas etmeli” diye konuştu.

“İyi pişirme ile etkisiz hale gelir”

Etlerin yüksek sıcaklıkta pişirilmesinin salmonella bakterisini yok ettiğini belirten Azizoğlu, “Patojenik mikroorganizmalar ancak iyi pişirme ile etkisiz hale gelir. Etlerin dışının yanı sıra içinin de tam olarak piştiğinden emin olunmalı” dedi.

Salmonella bakterisinin neden olduğu enfeksiyonun belirtilerine değinen Azizoğlu, “İshal, mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ateş gibi şikayetler görülebilir. Sağlıklı bireylerde genellikle hafif atlatılır, ancak bebekler, yaşlılar, hamileler ve bağışıklığı düşük bireylerde ciddi tablolara neden olabilir” diye ekledi.

“Soğuk zincir kırılmamalı”

Salmonella bakterisinin vücut sıcaklığında hızla çoğalabildiğine dikkati çeken Azizoğlu, kesim sonrası etlerin en az 1 gün dinlendirilerek soğuk ortamda saklanmasının önemine değindi.

Etlerin hava almayacak şekilde paketlenerek dondurulması gerektiğini söyleyen Azizoğlu, “Çözündürme işlemi mutlaka buzdolabında yapılmalı. Oda sıcaklığında çözünen etlerde bakteri sayısı hızla artar” dedi.

Geçmişte yaşanan vakalar nedeniyle gıda güvenliğine ilişkin mevzuatların sürekli sıkılaştığını aktaran Azizoğlu, üreticilerin iyi hijyen ve üretim uygulamalarına uymalarının yasal zorunluluk olduğunu söyledi.

Azizoğlu, “Soğuk zincirin kırılmaması, ekipman temizliğinin sağlanması, mikrobiyolojik tehlikelerin kontrol altına alınması gibi adımlar enfeksiyon riskini düşürür” diye konuştu.

“Hayvan sağlıklı görünse bile taşıyıcı olabilir”

Çiğ etlerde bulunan bakterilerin genellikle koku ya da görüntüyle fark edilemediğini belirten Reha Azizoğlu, tüketicilere güvenilir ve bilinen kasap ya da marketlerden alışveriş yapmaları, et ürünlerini diğer gıdalardan ayrı saklamaları ve pişirme sürecine özen göstermeleri gerektiğini hatırlattı.

Azizoğlu, “Hayvan sağlıklı görünse bile taşıyıcı olabilir. Bu yüzden tüm aşamalarda hijyen kurallarına uymak şart” dedi. (DHA)

Related Posts

Anoreksiya nasıl bir hastalık, anoreksiya hastalığının tedavisi yok mu?

Anoreksiya nevroza ile mücadele eden Nihal Candan, 23 kiloya kadar düşen bedeniyle verdiği yaşam savaşını kaybetti. 30 yaşındaki Candan, hayatını kaybetti.

Kenelere dikkat! Yaz aylarında artan KKKA vakalara karşı ne yapmalı?

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Hastane Enfeksiyon Kontrol Kurulu Başkanı Doç. Dr. Gamze Kalın Ünüvar, yaz aylarında artan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarına karşı önemli uyarılarda bulundu.

Yapay güzellik algısı yeme bozukluğuna sebep oluyor!

Prof. Dr. Esra Çöp, ergenlik çağındaki gençlerde hızla artan ‘Anoreksiya nervoza’ vakalarının en çok 14-18 yaş arasında ve kız çocuklarında görüldüğünü söyledi. Prof. Dr. Çöp, “Sosyal medyada yapay, gerçekçi olmayan ideal bir beden algısı yaratılıyor. Çocuklar da bu bedene ulaşmak için beslenmeleriyle ve yemeleriyle ilgili çok fazla oynuyorlar açıkçası. Yeme bozukluğu, sadece bir zihin ya da mide meselesi değil aynı zamanda gelişimi durduran, hayati risk barındıran bir durum” dedi.

Şifalı olduğuna inanılıyor, turistlerden yoğun ilgi görüyor: Uzmanlardan ‘şifalı su’ uyarısı!

Trabzon’da yerli ve yabancı turistler, halk arasında ‘şifalı su’, ağızda bıraktığı acı tat nedeniyle ‘acı su’ olarak da adlandırılan mineralli suların bulunduğu kaynaklara rağbet gösteriyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden (KTÜ) Prof. Dr. Fatma Gültekin, su kaynaklarının analizleri yapılmadan kullanılmasının riskli olduğunu belirterek, “Su içerisinde fazla bulunan iyonlar, ağır metaller, çevredeki insani faaliyetler sonucu suya karışan zararlı parametrelerden dolayı da sağlık açısından sakınca yaratabilir” dedi.

Somon sanılıyordu ama değil! İşte sütten daha fazla kalsiyuma sahip olan balık

Süt ve süt ürünleri, yıllardır kalsiyumun birincil kaynağı olarak kabul ediliyor. Oysa beslenme uzmanları, kemikleriyle birlikte tüketilebilen balıkların çok daha yüksek oranda kalsiyum içerdiğine dikkat çekiyor. Beslenme uzmanı Júlia Farré de listenin başını çeken balığı açıkladı.

Et saklarken yaptığınız 5 büyük hata

Kırmızı etin yanlış saklanması, ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Uzman diyetisyen Serap Güzel, etin nasıl saklanması gerektiğini, etin dondurulma ve çözdürülme süreçlerini açıklıyor.